Diş çekimi, ağız ve diş sağlığıyla ilgili en çok sorulan konulardan biridir. Diş hekimliğinde son çare olarak kabul edilir. Diş hekimleri her zaman doğal diş yapısını korumaya çalışır ve çekim önerilmeden önce tüm mümkün olan tedaviler uygulanır. Ancak belirli durumlarda, dişi çıkarmak çevresindeki dişlerin ve ağız yapılarının korunması için gerekli hale gelir.
Çekim sırasında, komşu dişler ve çene kemiği korunarak daha fazla hasarın önlenmesi sağlanır. Diş çekimi lokal anestezi altında gerçekleştirilir.
Diş çekimi, ağız ve diş sağlığı riske girdiğinde gerçekleştirilir. Çürük veya kırılma nedeniyle ciddi şekilde hasar görmüş dişler, kanal tedavisi veya dolgu ile eski haline getirilemiyorsa çekim gerektirebilir.
Çekim gerektirebilecek diğer durumlar şunlardır:
Çekim sonrası genellikle ağrı hissedilir. Diş hekiminiz ağrı kesiciler reçete edebilir ve bunlar belirtilen şekilde alınmalıdır. Enfeksiyonları önlemek için anti-inflamatuar veya antibiyotik ilaçların da reçeteye uygun şekilde kullanılması gerekir.
Yaygın postoperatif yönergeler şunlardır:
20 yaş dişi çekimi, bu dişlerin ağız veya çene sağlığına tehdit oluşturduğunda önerilir. Bir diş hekimi veya diş cerrahı, muayene ve röntgen görüntülemeye dayanarak bu kararı verir.
20 yaş dişleri, alt ve üst çenelerin arkasında bulunur. Yirmili yaşlarda çıkmaya başlarlar, ancak herkesin bunları geliştirdiği söylenemez. Bazı insanlar dört 20 yaş dişine sahipken, bazıları yalnızca birine veya hiç birine sahip olmayabilir.
20 yaş dişleri şunları yapabilir:
Gömülü 20 yaş dişleri, diş kalabalığı, hizalama sorunları, ağrı, enfeksiyonlar ve çene problemlerine neden olabilir. Ayrıca konumları nedeniyle yiyecekleri hapsedebilirler ve bu da hızlı çürümeye yol açar. Bu nedenle, komplikasyonları önlemek için cerrahi çıkarım önerilmektedir.
Çekim sonrasında, eksik dişler dental implantlar, porselen köprüler veya denture'lar ile, duruma bağlı olarak değiştirilebilir. Diş hekimi, çene kemiği ve çevresindeki yapıların implant yerleştirmek için uygun olup olmadığını değerlendirir.
Boşluğun düzeltmemesi, komşu dişlerin zamanla kaymasına neden olabilir, bu da ısırma bozukluklarına veya hizalama sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, uzun vadeli ağız sağlığı için değiştirme seçeneklerini değerlendirmek önemlidir.
İş hayatında aktif olan, sıkça sosyal ortamlarda bulunan veya kameraların önünde olan kişiler için bu karar daha da kritik hale gelir. Nilüfer, Bursa’daki Milim Dental Kliniği'nde, Dr. Begüm Ulaşan hem geleneksel diş telleri hem de Invisalign tedavileri sunarak hastalarına kişiselleştirilmiş çözümler sağlar. Peki hangi durumlarda diş telleri daha mantıklıdır, Invisalign ne zaman daha uygun olur? Bu yazıda, Bursa'da ortodontik tedavi düşüncesindeki hastalar için tüm artıları ve eksileri ele alacağız.
Bursa, dünya standartlarında diş bakımı ile Osmanlı mirasını bir araya getirerek uluslararası hastalara kaliteli tedaviler, tarihi keşifler ve termal rahatlama sunan uygun fiyatlı ve huzurlu bir destinasyondur.
Diş kronları ile gülüşünüzü yeniden inşa ederken, en popüler iki malzeme Zirkonyum ve E-Max'tir. Her ikisi de güç, estetik ve dayanıklılık sunar, ancak hastalar sıkça şu soruyu sorar: ”Zirkonyum neden E-Max'ten daha uygundur?”
Milim Diş Hastanesi sadece bir klinik değil—kendinden emin gülüşlerin başladığı yerdir. Dünya standartlarında uzmanlardan oluşan bir ekip, gelişmiş teknoloji ve hasta odaklı yaklaşımımızla, diş bakımını premium bir deneyime dönüştürüyoruz.
Hijyen, konfor ve tamamen size özel tedavi yöntemlerine öncelik veriyoruz. Sadece bizim sözümüze güvenmeyin—gerçek hastalardan gerçek hikayeleri keşfedin.
Mükemmel gülüşünüz burada başlıyor. Milim deneyimine katılın.
Milim Dental Hospital, Ağız ve Maksillofasiyal Cerrahi, Prostodonti, Ortodonti, Pedodonti ve Periodontoloji uzmanlarının da yer aldığı geniş bir diş hekimi ekibiyle desteklenen, 1.000 m² alana sahip geniş bir tesiste kapsamlı diş hizmetleri sunmaktadır.